Güzel ve iyi yüz, kötü huyla birlikte olursa bir
İKİ KÖLE Bir gün padişah iki tane köle satın aldı. Kölelerden biri çok temiz yüzlü inci dişliydi, nefesi gül gibi kokuyordu. Diğeri oldukça çirkindi, dişleri çürümüş, ağzı kokuyordu. Padişah o güzel yüzlü köleye ihsanlarda bulunarak, onu hamama gönderdi. Dişleri çürümüş, ağzı kokan köleyi yanına çağırdı. Kendini çok beğendiğini; fakat arkadaşının kendisi hakkında çok kötü şeyler söylediğini belirterek, onun da arkadaşının kötü huylarını söylemesini istedi. Fakat köle arkadaşına toz kondurmadı, hep onu övücü sözler söyledi. Padişah ne yaptıysa o köleye arkadaşı hakkında kötü sözler söyletemedi. Nihayet ikinci köle hamamdan geldi. Padişah onu da sınamak için huzuruna çağırdı. Onu övücü sözler söyledi: “Sıhhatler olsun ne kadar zarif ve latif olmuşsun. Keşke öbür kölenin sayıp döktüğü kötü huylarında olmasa ne olurdu.” Bunun üzerine köle kızdı, köpürdü ve arkadaşı hakkında kötü şeyler sayıp dökmeye başladı. Biraz konuştuktan, arkadaşının kötülüklerinden bahsettikten sonra padişah onu susturdu: “Yeter artık ikinizin de özünü, aslını anladım, onun ağzı kokuyor senin ise için kokmuş, bundan sonra sen o doğru sözlü ve güzel huylu kölenin emrindesin haydi git.” Güzel ve iyi yüz, kötü huyla birlikte olursa bir kalp akça bile etmez.
|